Blog Detayı

www.gokalphukuk.com.tr

Kentsel Dönüşüm

 

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile riskli ve ekonomik ömrünü tamamlamış yapılardan oluşan, alt yapısı ve sosyal olanakları yetersiz olan mevcut yapıların, sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi amacı ile yıkılarak tekrar inşa edilmeye başlanılmıştır. Söz konusu kanun düzenlemesinin amacı kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi, depreme dayanıklı olmayan, ekonomik ömrünü doldurmuş binaların yeniden yapılarak olası doğal afetler sonucu oluşacak maddi zararların ve can kayıplarının en aza indirilmesi amaçlanmaktadır.

 

Kentsel Dönüşüm Ülke çapında, depreme dayanıksız, riskli, altyapı ve sosyal olanaklar bakımından eksik ve problemli, ekonomik ömrünü tamamlamış bütün binaları kapsamaktadır. Belediyeler, TOKİ veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından taşınmazın bulunduğu alan kentsel dönüşüm bölgesi ilan edilebileceği gibi şahısların bu kararı beklemesine gerek kalmaksızın şahsen başvuruda bulunarak Kentsel Dönüşüm’den yararlanması da mümkündür.

 

Kentsel Dönüşümün toplumsal ve bireysel açıdan kişilere bir çok fayda sağladığı tartışmasızdır. Eski ve dayanaksız yapıların depreme dayanıklı hale gelmesi sağlanarak kamu güvenliği ve sağlığı hususunda adım atıldığı gibi, aynı zamanda bireylerin sahip oldukları taşınmazların değerinin en az 1,5 kat artması sağlanmaktadır. Ayrıca Kentsel Dönüşüm kapsamına giren taşınmazın yeniden inşası sırasında Belediye Harçları, Noter Harçları, Vergi muafiyetlerinden faydalanmak da mümkün hale getirilmiştir.

 

Kentsel Dönüşüm sürecinden kısaca bahsedecek olursak;

 

Binanın kentsel dönüşüm kapsamında riskli olup olmadığının tespiti Bakanlık tarafından lisan verilen kurumlar aracılığı ile gerçekleştirilir. Bina hakkında risk tespitinin yapılabilmesi için maliklerin tapu ve kimlik fotokopileri ile birlikte başvurmaları gerekmektedir. Binanın riskli olduğunun tespiti ile hak sahipleri 6306 sayılı kanun uyarınca Kentsel Dönüşümden faydalanabileceklerdir.

 

Yapılan tespitler neticesinde riskli olduğu tespit edilen yapılar, tespiti yapanlar tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bildirilir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri raporları inceler, raporlarda eksik veyahut yanlış hususların bulunması halinde raporlar ilgilisine iade edilir; raporun uygun bulunması halinde onaylanır ve tapu kütüğüne “riskli yapı”  şerhi konulur.

 

“Riskli Yapı” şerhinin konulması halinde ilgili tapu müdürlüğünce durum taşınmaz üzerinde hak sahibi olan kimselere bildirilir. Yapılan tespite karşı itiraz etmek isteyenlerin, ilgili yazı kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde taşınmazın bulunduğu yerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne verecekleri dilekçe ile itiraz etmeleri gerekmektedir. İtiraz edilmemesi halinde Bakanlık tarafından taşınmazın 60 günden az olmamak üzere belirlenen süre içerisinde yıktırılması gerektiği belirtilir.

 

Riskli yapı tespitine itiraz halinde; inceleme üniversitelerden bildirilen dört üye ile en az ikisi inşaat mühendisi olmak üzere, Bakanlık teşkilâtında görev yapan üç üyenin iştiraki ile oluşturulacak olan heyet tarafından gerçekleştirilir. Tespite karşı yapılan itirazın haklı bulunması halinde oluşan yeni durum tapu müdürlüğüne bildirilir ve riskli yapı şerhinin düzeltilmesi belirtilir.

 

İtirazın kabul edilmemesi ya da riskli yapı şerhinin işlendiğine dair gelen tebligata karşı 15 gün içerisinde müdürlüğe itiraz edilmemesi halinde; maliklerin 60 günden az olmayacak şekilde kendilerine verilen sürede taşınmazı yıktırmaları gerekmektedir. Verilen süre içerisinde taşınmazın yıktırılıp yıktırılmadığı müdürlük tarafından kontrol edilir ve eğer riskli yapı yıktırılmamış ise; maliklere riskli yapının yıktırılması için 30 günden az olmamak üzere ek süre verilir, aksi halde yıkımın idari makamlarca yapılacağı belirtilir. Verilen ek süre sonunda da riskli yapıların maliklerince yıktırılmaması halinde, riskli yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri; yıktırma masrafı öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır. Bakanlık veya İdare tarafından yapılan yıktırmanın masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın aynî ve şahsî hak sahiplerine bilgi verir.

 

Yıkım sonrasında ise kat malikleri kurulunun toplanması ve uygulama sürecine, yaptırılacak olan yeni yapıya ilişkin karar alınması gerekmektedir.

 

Çarpık kentleşmenin önlenmesi; altyapı eksiklikleri bulunan, sosyal olanakları olmayan ve depreme dayanıksız olan yapıların yıkılarak kendin çehresinin değiştirilmesi ve sağlıklı bir yaşam alanı oluşturulması bakımından kentsel dönüşüm oldukça önemli bir rol oynamaktadır.

 

Ancak uygulamada gerek kat malikleri arasında, gerekse binanın yeniden yapılması konusunda anlaşma sağlanan müteahhitler ile uyuşmazlıklar yaşanmakta ve sürecin tamamlanmasında sıkıntılar meydana gelmektedir. Yaşanan uyuşmazlıklar nedeni ile yıkılan binaların yerine inşaat yapılamamakta ve kentsel dönüşümden yararlanmak isteyen vatandaşlar mağdur olmaktadır. Kentsel Dönüşüm sürecinin sağlıklı bir biçimde işlemesinin sağlanabilmesi için gerek kat malikleri gerekse müteahhitler tarafından alanında uzman hukukçulardan yardım alınması gerektiği aşikardır.


ÖNCEKİ BLOG   SONRAKİ BLOG